JETHRO TULL
" Beach Party "
Adventures
Çeşme
Pages By BORAÇETİN®
Turkish Jethro Tull Cesme 2004 Page , Since 31 August 2004
Last Updated : 22 Ocak (January) 2006, 18:47
27 Ağustos, Çeşmedeyim...
27 Ağustos Cuma sabahı Istanbul hareketle önce İzmir'e ve daha sonra Çeşmeye ulaştım. Gerek İzmir sokakları, gerek'se Çeşme sokak ve Billboard'ları TULL afişleri ile donatılmıştı ( iyi çalışmışlar, aferim )
...
...
Pansiyonuma yerleşip, yemek yemek üzere dışarı çıktım. Saat 23:00 civarı, organizatör kuruluştaki arkadaşı aradım. Jethro Tull'ın Çeşme'ye geldiklerini, otellerine yerleştiklerini ve herşeyin yolunda olduğunu öğrendim.
...
Çeşme ufak yerdir, belki onları dolaşırken yakalarım umudu ile sahilin en merkez lokantasına kurulup rakımı yudumladım, ancak saatler geçmesine rağmen, kalabalığın arasında "Jonathan" bile yoktu ! Geceyi, güzel ve Mehtap'lı bir ÇEŞME manzarası ile noktaladım.
28 Ağustos, Tull'u arıyorum... ?
Organizatör kuruluş ( HIP Pro ) grup ile ilgili bilgileri bana bile vermek istemiyor, buna gerekçe olarak grubun rahatsız edilmek istenmeme koşulunu ileri sürüyordu. 1991'den beri Türkiye'ye her gelişlerinde Jethro Tull'un yanlarında olan bir kişi olarak bunu kabul etmek mümkün'mü ? .... kimi kimden saklıyorsunuz ? ( sinirim geçtikten sonra bu konuyu ayrıntıları ile yazacağım ! )
Konser sabahı, yani 28 Ağustos sabahı kahvaltı sonrası, Çeşme kazan, ben kepçe Jethro Tull'u aradım. Ilıca tarafı ve merkez'de birkaç otel'e baktım.
Koskoca bir Efsane ile dalga geçer gibi, gazetelerde ( Doğan Medya Grubu ! ) "Mütevazi Jethro Tull'ın 2 yıldızlı Otelde kalacağı" yazıyordu !
...
...
Çeşme içinde bulamayınca, hem konser alanını görmek için, hemde yol üzerindeki otelleri kontrol etmek için "Çiftlik" yönüne gitmeye başladım. Yol üzerindeki birkaç otele bakmama rağmen Jethro'dan iz yoktu. Son çare olarak yine yol üzerindeki, bana daha önce bildirilen Otel'e bakmayı denedim.
28 Ağustos, BULUŞUYORUZ ..... !
Otelin bahçe kapısından içeri girerken, orada olacaklarını hissetmiş gibiydim.
Önce, direkt olarak havuzbaşına bakmayı denedim, tam olarak kimseyi seçemeden geri dönerken, otelden telaşla çıkan ve arabalarına atlayıp hızla uzaklaşan habercileri ( ellerinde kamera vardı ) gördüm.!
Evet, Jethro Tull buradaydı, büyük bir heyecanla lobiden içeri girdim ........ işte, ÜSTAD oradaydı ! ..... Resepsiyon'un yanında durmuş, organizatör kurumun sahibi hanım ile konuşuyordu. ....... beni görmüş ve tanımış olmalıydı ( ayrıca farkedilmemem imkansızdı çünkü üzerimde "SLOB T-Shirt'üm vardı ! ).... yüzü bana dönüktü , ancak konuşmalarını bölmemek için yanlarına yaklaşmadım. Konuşmalarının bitmesini bekledim. O sırada oğlu ve sahne menejeri James yanlarına geldi ve o sırada beni görerek el salladı, el sallayarak karşılık verdim. James ayrıldıktan sonra, IAN konuşmasını bitirip bana yöneldi, ben de yanlarına gittim.
"Hello Bora" diyerek karşıladı ..... önceden planlanmış gibi aynı anda dirseklerimizi birbirimize uzatıp TOKUŞTURDUK, IAN usülü merhabalaştık ! ..... "Türkiye'ye tekrar hoşgeldiniz" dedim, "Teşekkür" etti ve organizatör kurumun sahibi hanım'a dönerek "Bora'yı tanıyormusunuz ?" dedi.
O'da "Tabii, bize çok katkısı oldu, fan klüp olarak bilet satışı ve tanıtımda dedi"
IAN, az önce basın ile birkaç roportaj vermiş, yorgun olduğunu ve dinleneceğini söyleyerek izin istedi, "Akşama Konserde Görüşürüz" dedi vedalaştık.
Diğerlerini bulmalıydım.
O heyecanla tekrar bahçeye çıkıp, havuza yönelirken restoran'da tam orta masada sevgili "DOANE"ı herzamanki gibi atıştırırken yakaladım ve doğru ona yöneldim.
Beni görünce şaşırdı, "buraya da geldin ha ?" dedi, "tabiii dedim, Crazy Fan olmak kolay mı ?" .... ne zaman geldiklerini,nasıl olduklarını, memnun olup olmadıklarını, sordum ...... diğerlerini bilmem ama benim canım çıktı, 2 gündür yoldayım dedi, taaa Los Angeles'den geliyor, önce Londra yapmış, sonra Istanbul, İzmir, Çeşme ... biz bunları konuşurken eski dost, sevgili "MARTIN" bize katıldı .... Martin, adamım benim. ..... bu yıl İstanbul'da gerçekten çok iyi vakit geçirip bol-bol sohbet etmiştik .... Martin herzamanki neşesi ile bana tekrar takıldı, buradan İsrail'e gidiyoruz, geliyormusun ? ... buraya zor geldim dedim... karnı acıkmış Doane'a ne yiyorsun dedi ? .... ben tabii hemen garsonlara alarm verdim .... mutfağa gidip şef ile bile konuştum, adamları en iyi şekilde ağaırlamalısınız yoksa karışmam ! dedim ...... bu arada bize JONATHAN'da katıldı ..... , neredeydin ? dün Çeşme sokaklarında seni aradım dedim ...! gülüştük .....
...
...
Dostlarımla tekrar buluşmuştum, oldukça keyifliydik hepimiz. Otelden memnun olup olmadıklarını sordum. Ne 4 yıldızı yahu 2 yıldız bile değil dediler .... sabah havuz'daki aerobik, jimnastik gürültüleri ile uyanmışlar, restoran'ı yetersiz bulmuşlar , vs.... Jonathan, Doane'ın önündeki "Lavaş Ekmeği"ne takıldı, ne yiyorsun böyle ? dedi, ben de oturup biraz Kebap kültüründen ve Lavaş'a sarılı kebap yemekten bahsettim ( bizim Jethro ile yemek muhabbetlerimiz ünlüdür, hepimiz miğdeciyiz ! ) tekrar mutfağa yönelip, usta'ya iyi bir "Lavaş" daha yapmasını söyledim ..... Martin bir sandöviç, Jonathan'da bira söylemiş. .... Bir dahaki İstanbul konserinde onları KEBAP'çıya götürmeye söz verdim.
Konser'i konuşurken, konser yerinin bir PLAJ olduğunu ve bu nedenle bu konserlerine benim tarafımdan "JT Beach Party" adının verildiğini yeni öğrendiler ! .... şaşırdılar ! ...... ( belli ki IAN onlara çıtlatmamış ! ).....
Konser yerini merak ettiler, bana sordular .. valla ben de bilmiyorum, buradan çıkıp bulacağım dedim .....
Bu arada IAN ile dalga geçip, "özellikle Plaj seçmiştir, aşağıda güneşleniyor, oradan, sahilden yürüyerek gitmek için seçmiştir" espirisi yaptılar, hepbirlikte gülüştük. Bu beraberliğimizi ölümsüzleştirmeden olmazdı, 3 kare fotoğraf aldırdık tabiii ....
30 Ağustos İsrail konserleri için yarın sabah erkenden yola çıkacakları için, belki konser sonrası görüşemeyiz, hemen yatacağız dediler ve ona göre vedalaştık. ANDY'yi sordum, havuzbaşında imiş.
Bizimkilerden izin isteyip, vedalaşıp havuzbaşına yöneldim. Sevgili Andy, tek başına güneşleniyordu, beni görünce önce tanımadı, sonra "Bora ?" diyerek tanıdı ... "seni siyah kostümünle görmeye alıştık, bu giysinle tanıyamadım" dedi ..... gayet iyi görünüyordu, biraz Istanbul konserinden söz ettik, akşam için başarılar diledim ve onu havuzbaşında bırakarak yanından ayrıldım.
Her türlü engellemeye rağmen, sevgili grubuyla buluşmuş bir BÇ olarak huzur ve mutlulukla Otel'den ayrıldım.
28 Ağustos, Nasıl bir yerdir bu Plaj ..... ?
Bizimkiler'i Otel'lerinde başbaşa bırakıp, konser alanı olan Plaj'a doğru yola çıkıyorum. Tabelaları karıştırıp, yanlış yollara sapıp kayboluyor ve geri dönüyorum. Tekrar ana yola çıkıp sonunda Kum Beach'i buluyorum.
Otopark'a girer girmez sahneyi görüyorum. Oldukça sert esen bir rüzgar var ve kumlar uçuşuyor her yerde.
Konser alanın'dan görüntüler ve Plaj'ın fotoları ;
...
...
...
...
İzmir ekibinden arkadaşlarımız, zar-zor bir şemsiye altı bulmuşlar, Denize bile girmişler. Şemsiyenin altına 5. kişi olarak sığışmaya çalışıyorum. Öğlen sıcağı ve kızgın güneş hisssedilmiyor bile, çılgınca esen bir rüzgar var, deniz dalgalı ve incecik "Altınkum" toz gibi havada uçuşup heryere doluyor !
28 Ağustos, Plaj'da SOUNDCHECK ..... !
Aşırı rüzgar'a rağmen sürekli ses ayarlarını yapabilmek için çırpınıp duran TULL ses teknisyeni Michael'ın yanına gidiyor ve rüzgarın durması için şans diliyorum. Miksaj konsolunun üzerini naylonla örtmesine ve naylonun altına elini sokarak çalışmasına rağmen, konsol kum içinde ve batmış.
Saat 18:00 gibi, Sahneden muhteşem davul soloları gelmeye başlıyor, evet bu soloları Doane'den başkası atamaz. Ortalık gümbür-gümbür.
Sahne önü görevlilerce boşaltılıyor. ( Tull kuralı ) Foto ve film çekmek yasak.
Soundcheck'i izlemeye gelen ve bekleyen TULL fan'ları sağ taraftaki hafif yüksekçe yerdeki Restoran'ın merdivenlerine diziliyoruz.
Otelde konuşma arasında IAN'dan öğrendiğim saatte, saat 18:30'da Jethro Tull sahnedeki yerini alıyor.
Birkaç ses denemesinden sonra parça girişlerinden çalıyorlar. Bu arada IAN'sürekli olarak bir ses'den rahatsız, herkes o sesin nereden geldiğini bulmaya çalışıyor !
...
Saatler 19:00 civarı, mucize gerçekleşiyor ve rüzgar duruyor ! Bulunduğumuz, sahnenin sağ tarafından güneş batarken, tam aksi yönde muhteşem bir mehtap beliriyor ve tabii sol tarafta sakinleşmiş bir deniz ve sakin dalga sesleri .....! Ortam gerşekten'de şiirsel bir konumda ve IAN Flütünü alıp sahneden iniyor ...... deniz kıyısına doğru, yüzü denize doğru dönük " PAVANE "ı seslendiriyor !!!!!!!
Ben böyle muhteşem,..... böyle şiirsel ...... böyle duygu yüklü bir sahne daha yaşamadım ...... , bütün sıkıntılarım, yorgunluklarım bir anda yok oluyor ! Sanki büyülü bir dünyadayım ! .... artık konseri bile izlemesem olur !
Bu sahneyi ömrüm boyunca unutmayacağım ...... gözlerimden-kulaklarımdan gitmeyecek ..... yanımda kameram olmasına rağmen cesaret edip çekemiyor, hatta bir kare fotoğraf bile alamıyorum !
O unutulmaz, büyülü AN'ı bir avuç TULL'sever olarak yaşıyoruz ve sanıyorum hiçbirimiz unutamayacağız.
...
...
Bunlar benim çektiğim Soundcheck fotoları.
...
...
Bunlar'da İzmir ekibimizden, sevgili Emre BOYAR'ın çektiği Soundcheck fotoları ;
Soundcheck sonrası sırası ile, Jonathan , Martin ve Andy bizim bulunduğumuz restoran'a geldiler. IAN hala sahnede, kendisini rahatsız eden gürültünün kaynağını bulmakla meşguldü. Öyle anlaşılıyordu ki grup burada bir akşam yemeği yiyecekti. Görevlilerin herkesi dışarı çıkarmasından bu anlaşılıyordu. Ben'de beşinci sınıf fan muamelesine tabi tutulduğum için, kimse kovmadan kendiliğimden oradan ayrılmayı uygun buldum.
Tekrar Çeşme'ye dönüp, üstümü değiştirip, karnımı doyurup konsere gelmeyi planlıyorum.
KONSER ..
Siyah kostümlerimi giyip, Çeşme "Sahil Restoran" da karnımı doyurup, birazcık'da rakı keyfi yapıyorum.
Ön gurup "Hakan Kurşun"u tanımadığım için ve TULL öncesi kulağımı şişirmemek için, kapıların açılış saati ve konser başlangıç saati olan 22:00'yi geçirmeye çalışıyorum. 22:30'da halen Çeşme'deyim. İzmir ekibinden gelen bir telefon, artık kalkmam gerektiğini söylüyor çünkü Park yerleri önünde kuyruk varmış.
Konser alanına girişte, 10 Milyon TL.lik park ücretinden, boynumdaki "TULL All Acsess Pass" sayesinde kurtuluyorum. Aynı şekilde, kendi "All Acsess Pass"larını vereceklerini söyleyip davetiye bile vermeyen org.kurum'un kapı girişinden yine "TULL Pass"ım sayesinde geçiyorum. ( Teşekkürler Jethro Tull ! )
Ortalık kalabalık, güzel bir Rock sound'u var, Hakan Kurşun ve grubu sağlam rock yapıyorlar ( ben müziğe bakarım, sözler beni fazla ilgilendirmez ). Konser alanında yaklaşık 1000 - 1500 kişi var gibi.
Bir ara, IAN benim bulunduğum sağ tarafa gizlice gelip, sahne yanında hoparlörün arkasına gizlenip bir süre sahnedeki grubu izliyor. ( onu yakın tanıyan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim'ki ; IAN'ın bu
bakışları " Kim bu yeni yetmeler ?, hadi biran önce sahneyi bırakıp
gitsinler " izleyişi değil, ....... "vay canına, fena çalmıyor bu
çocuklar, dur biraz izleyeyim" bakışları idi .... )
Saat 23:10 gibi sahne boşaldı ve artık JETHRO TULL için hazırlanmaya başlandı.
Sahnedeki kumlar süpürüldü ve saatler 23:30'u gösterirken ........ !
Devamı için, Jethro Tull 28 Ağustos Çeşme Konser fotoğrafları ve Yorumları için yukarıdaki foto'yu tıklayınız.
( Not: Sayfa Free Geocities olduğu için, aşırı yüklenmelerde "Data Transfer" sorunu yaşayıp kilitlenebilir, açılmıyabilir. Bir süre sonra tekrar deneyiniz lütfen. )
Copyright ©2004, Bora CETIN;
Bu sayfada yer alan tüm yazı ve fotoğraflar "Bora CETIN"e aittir, izinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.
www.tullturk.com
Logo Copyright ©2004,